Cilt Sağlığını Etkileyen Faktörler

Sağlık

Suyun damlaya damlaya mermer üzerinde delik oluşturması gibi, zaman içerisinde çeşitli etkenler cildimiz üzerinde derin ve kalıcı izler bırakabilmektedir. Düşünsenize yer çekiminin bile cildimiz üzerinde etkisi var. Hiç çene altı gıdık bölgesinin yukarı doğru olan bir kişiyi gördünüz mü? İşte bu yazımda sizlere cildimizin zamana karşı hangi etkenlerle mücadele ettiğinden bahsedeceğim. Yazı içerisinde şunları yapın, bunları uygulayın diye yardımda bulunmayacağım. Zaten okudukça neleri yapıp neleri yapmamanız gerektiğini anlayacaksınız.
Gülmek Gibisi Yok

Gülmek sadece cilt sağlığı için ruh ve beden sağlığı açısından en önemli etkendir. Mutlu ve mesut olan insanın ömrü de uzun olur, kendisi de sağlıklı olur. O zaman şifremiz neymiş? “Gülmek gibisi yok.” Çünkü güldüğünüz zaman insana moral vererek, sağlığı dolaylı biçimde destekliyor; hatta bazen de doğrudan etkileyerek bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Güldüğünüz zaman; ağız kenarı, elmacık kemiği ve ağız çevresindeki kaslar harekete geçer. Tıpkı spor yapar gibi elmacık kemiği üzerindeki kaslar aracılığı ile, damarlara hafif basınç uygulanarak, o bölge aktif hale getirilir. Neşeli bir gülüş, beynimizin ürettiği rahatlatıcı bir salgı olan “endorfini” arttırmaktadır.

Kısaca gülmek tıpkı vücudun optimize olması gibi cilt ve vücut sağlığını korumak için önemli koruma faktörlerinden birisi, oldukça etkili ve en önemlisi bedavadır.
Uyku Güzelliğin Anahtarı

Sağlıklı Cilt
Güzel bir uygu insana güzellik katar. Halk arasında boşuna “güzellik uykusu” diye adlandırılmıyor. Genelde uyku, her ne kadar vücudumuzun durduğu bir dönem olsa da cilt hücreleri için faaliyetin başladığı bir zaman dilimidir. Kısaca uykuda cildimiz bir güzel yenilenir. Uykusuz kalındığında ise, bu iş zor hale gelmektedir.

Gece yatış şekliniz cildiniz için oldukça önemlidir. Çünkü yüzünüzde o anki yatış şekline göre kırışıklar ve izler oluşur. Hatta yüz üstü yatanlarda cildi izlerini bırakın çene ve elmacık kemiklerinde bile deformeler olmaktadır. Yan yattığımızda ise cildimizin yanlarına baskı olacağından, zamanla somya yayı gibi deri gergin halden daha gevşek hale gelmektedir. Tenlerinin diriliğine önem veren hanımlara özellikle söylemek istiyorum ki, ideal olanı sırtüstü yatmak ve gece kremini hiç ama hiç ihmal etmemek gerekir. Çünkü cildimiz gece nemsiz ve kuru olur. Sabaha kadar oluşabilecek kırışıklara karşı ancak gece kremleri ile başa çıkabilirsiniz. Yaşlanma dediğimiz olay doğumdan itibaren saat gibi tıkır tıkır ilerlerken özellikle 40 yaşından sonraki hanımlar gece kremlerine daha çok dikkat etmesi gerekir. Tabi güzelliklerini kaybetmek istemiyorlarsa…
Yüze Anlam Veren Mimikler

Cildimizin tazeliğini kaybetmesine neden olan daha bir çok sebep bulunmaktadır. Bunlardan birisi de mimiklerdir. Gün içerisinde konuşurken, yemek yerken, sinirlenirken, endişelenirken ve diğer tepkilerde kullandığımız mimik kasları yüzümüzde oluşacak derin kırışıklıklara zemin hazırlamaktadır. Zaman ve psikolojimiz el ele vererek, izlerini tenimize adeta mühür gibi basarak izleri oluşturur.

Nasıl ırmak veya nehirler aka aka toprak üzerinde kendi yataklarını oluşturuyorsa, zamanla cildimizdeki kollajen de kenarlara itilir durur. Mimik kasları kullanıldıkça güçlenir. Kullanılmayan diğer kaslar ise, zaman içinde güçsüzleşerek sarkık bir hal almaktadır. Kasların şekli değiştikçe, yüz biçimimiz de ilerleyen yıllar boyunca şekilden sekile girmektedir. Gençlik, orta yaş ve olgun yaşta biz aynı kişiyizdir ama çehrelerimiz değişiktir.

Tamamı yüz sinirleri tarafından yönlendirilen bu kaslar, bir uçları ile kemik ve kıkırdaklara diğer uçları ile deriye tutunurlar. Başımızda bulunan çukurların ağız, burun, kulak, göz etrafında yer alarak, bu deliklerin kapatılıp genişletilmesinde rol oynarak ve yüzümüze de anlam verirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.