Hamile kalma potansiyelini düşüren 16 faktör

Anne - Çocuk

hamileler-nasil-beslenmeli
Çocuk sahibi olmak her zaman düşündüğünüz kadar kolay olmayabiliyor. Doğru zaman ve bebek yapmaya elverişli sağlık durumuna rağmen… Çünkü doğurganlığınızı etkileyen pek çok faktör devreye giriyor.

Hamile kalmaya çalışıyorsanız ya da ileride bir gün çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız, hayatınızda küçük değişiklikler yapmanız gerektiğini şimdiden öğrenmelisiniz.

İşte hamile kalma potansiyelinizi düşürecek 15 faktör…

Yapay gece ışığı:

Gece telefona ya da tablete bakmanın sağlıksız olduğunu biliyoruz. Bu sağlıksız alışkanlık, uyku kalitesinden daha fazlasına zarar veriyor. Yapılan araştırmaya göre, gece yapay ışığa maruz kalmak, hamile kalmayı zorlaştırdığı gibi eğer hamileyseniz bebek gelişimini de olumsuz etkiliyor. Suni ışık, uyku hormonu olarak bilinen melatoninin üretimini engelliyor. Bu hormon, yumurtlama döneminde yumurtaları serbest radikallerden koruyor. Ayrıca yetersiz melatonin üretimi, anne karnındaki bebeğin biyolojik saatini durdurduğundan, uzun vadede sorunlara yol açabiliyor.

Hazır yiyecekler:

Doğru besinleri tüketmiyorsanız (Tekli doymamış yağlar, çinko, D vitamini, B6 vitamini gibi), vücudunuzun progesteron, insülin ve testosteron gibi kritik üreme hormonlarını kesintiye uğratırsınız. Öyleyse sağlıklı gıda alışverişine hemen başlayın. Uzmanlar, sabah kahvaltısının da çok önemli olduğunu belirterek, günlük kalori ihtiyacının yarısını sabah karşılamanın doğurganlığı artıracağını belirtiyor.

Kolesterol seviyesi:

Araştırmalara göre yüksek kolesterol sadece kalbinize zarar vermekle kalmaz, hamile kalma yeteneğinizi de olumsuz etkiler. Uzmanlar, yüksek kolesterolün hamile kalmaya çalışma süresini uzattığını belirtiyor. Hem kadının hem de erkeğin yüksek kolesterolü varsa, hamilelik zorlaşabilir; bu durumda çiftin kolesterol seviyesini normale indirmeye çalışması gerekir.

Stres:

Araştırmalara göre yüksek stres seviyesi kısırlık riskini artırıyor. Dolayısıyla çocuk sahibi olmak istiyorsanız spa’ya, yogaya ya da tatile giderek rahatlamaya çalışmalısınız. Sempatik sinir sistemiyle bağlantılı stres hormonu olan alfa-amilaz seviyesinin yüksekliği, hamilelik şansını yüzde 29 azaltıyor ve düşük alfa-amilaz seviyesine sahip kadınlara kıyasla kısırlık riski iki kat artıyor.

Ağız sağlığının bozulması:

Araştırmalara göre kısırlık tedavisi gören kadınlarda diş eti kanaması ve enflamasyonu çok daha fazla. Ağız sağlığının üreme başarısı ile bağlantılı olduğunun unutmamak gerekiyor. Dolayısıyla dişlerinizi fırçalayıp diş ipi kullanmayı ve altı ayda bir diş hekimi kontrolünden geçmeyi ihmal etmeyin.

Kilo:

Spor salonunun yolunu tutmak için bir başka neden daha! Hamile kalmak istiyorsanız fazla kilolarınızdan kurtulmalısınız. Çünkü sağlıksız kilo, adet kanamalarınızı ve yumurtlama düzeninizi bozabilir. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, kısırlığın yüzde 12’si kilo sorunundan kaynaklanıyor. Fakat aynı zamanda düşük kiloda olmak da yine kısırlığa yol açabiliyor. Büyük oranda kilo kaybetmek, 18 ya da 19 vücut kütle oranına sahip olmak, yumurtlama düzeninizi ve dolayısıyla doğurganlığınızı da etkiler.

Hormon dengesizliği:

Metabolizma düzeninin anahtarının tiroit olduğunu biliyoruz. Tiroit aynı zamanda doğurganlığı da etkiliyor. Uzmanlara göre tiroit anormallikleri kısırlığa yol açabiliyor, çünkü tiroit hormonu içindeki değişim, (hipertiroidi ya da hipotiroidi olması) yumurtlamayı önlüyor. Ancak tiroit hastalıkları ilaçla ya da belirli tedavi yöntemleriyle düzeltilebiliyor.

Sigara:

Tamamıyla sağlıksız bir alışkanlık olan sigara, akciğer ve meme kanseri riskini artırır. Tüm bunların yanı sıra sigara, yüzde 13 oranında kısırlık durumuyla da ilişkilendirilir. Araştırmalara göre, günde altı ila daha fazla saat pasif içici olan kadınların hamile kalma olasılıkları yüzde 36 düşüyor. Bu durum değiştiğinde doğurganlığınızın normale dönmesi bir yılı buluyor. Hamile kalmak, daha uzun ve sağlıklı yaşamak istiyorsanız sigara ile ilişkinizi kesmelisiniz. Bunu ailenize ve arkadaşlarınıza da bildirmelisiniz ki size destek olsunlar.

İlaçlar:

Belli başlı bazı ilaçlar, özellikle de antidepresanlar ve sakinleştiriciler, vücudunuzun daha fazla prolaktin üretmesini sağlayarak hamile kalma yeteneğinizi etkileyebilir. Prolaktin, yumurtlamayı engelleyen hormondur. Dolayısıyla hamile kalmak istiyorsanız jinekoloğunuzla konuşun ve ona kullandığınız hangi ilaçların güvenli hangilerinin hamile kalmayı olumsuz etkileyen ilaçlar olduğunu sorun.

Yaş:

Kariyeri, ilişki durumu ya da başka nedenlerle hamileliği ileri yaşlara erteleyenler varsa aranızda, doğurganlığın sonsuza dek sürmeyeceğini hatırlatalım. Uzmanlar, doğurganlığın 32 yaşından sonra yavaşlamaya başladığını açıklıyor. Ancak 35’ten sonra bu durum daha fazlalaşırken, 40 yaşından sonra daha belirgin hale geliyor. Yaşla birlikte kadınlar daha az yumurta üretiyorlar ve yumurta kalitesi de azalıyor. Ancak elbette 35 yaşından sonra hamile kalmak mümkün. 35 yaşından küçükseniz, altı aydır denemenize rağmen hamile kalamadıysanız, kadın doğum uzmanıyla görüşün, potansiyel sorunları ve tedavi biçimini netleştirin.

Emzirme:

“Süt korur” der eskiler. Oysa emzirmenin hamile kalmayı imkansız hale getirdiği tamamen yanlış bir bilgi, emzirme bir doğum kontrol yöntemi olarak düşünülemez. Ancak emzirmenin hamile kalmayı zorlaştırabildiği de bir gerçek. Uzmanlara göre bir çocuğunuzu emziriyorsanız, süt verirken oluşan prolaktin hormonunun yüksek miktarda salgılanması, ikinci çocuğa hamile kalmak için doğurganlığınızı önemli ölçüde etkileyebilir, yumurtlamanızı engelleyebilir.

Rahimdeki mukus:

Rahim tarafından salgılanan sıvı, bebek yapımı için çok önemlidir, çünkü kadın üreme yolu boyunca dalaşan spermi korumaya yardımcı olur. Rahimsel mukustaki anormallikler, genellikle mukus çok yoğunsa kısırlığa yol açabilir. Ancak bu durum ilaçla ya da rahim içi döllemeyle (aşılama) tedavi edilebilir. Bir başka sigara bırakma nedeni daha: Tütün, kadınlarda rahim mukusunu, spermin yumurtaya ulaşmasını zorlaştıracak şekilde değiştirir.

Rahim polipleri ya da tümörler:

Döl yatağı polipleri tipik küçük, oval ya da yuvarlak büyüyerek rahim duvarına bağlı kalır. Rahim tümörleri de temelde aynıdır ama kas dokusundan oluşur. Bu iyi huylu tümörlerin büyümesi kısırlığa yol açabilir. Ancak rahim polipleri ya da tümörleri operasyonla kolayca temizlenebilir.

Folik asit yetersizliği:

Hamile kalmaya çalışırken ihtiyacınız olan tek bir vitamin varsa o da folik asittir. Vücudunuz bu yaşamsal B kompleks vitaminini, kırmızı kan hücreleri yapımında kullanır. Bazı uzmanlar günde 400 mikrogram folik asit öneriyor. Bunu besin takviyesi olarak almak için doktorunuza mutlaka danışın. Dilerseniz ayçekirdeği, ıspanak, yumurta ile makarna, mısır gevreği gibi tahıllarla folik asit eksikliğini gidermeye çalışabilirsiniz.

Kronik sağlık sorunları:

Endometriozis (çikolata kisti), diyabet gibi bazı sağlık sorunları hamile kalma kabiliyetinde önemli ölçüde etkiye sahiptir.

Fitalatlar:

Fitalatlar, plastik ve bazı kozmetiklerde kullanılan sentetik kimyasal gurubudur. Yapılan bir çalışmaya göre, fitalatlar gebe kalma kabiliyetini olumsuz etkiler. Daha önceki araştırmalar, fitalatın erkek doğurganlığına zarar verdiğini göstermişti. Yeni araştırmada, vücut sistemlerinde en çok fitalat bulunan kadınların emplantasyonda (aşılama) başarısız oldukları görüldü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.