Tanrı ile Dostluk

Şiir Defteri

1. GEREKSİNİM YANILSAMASI:
Olan hiçbir şey yaşamın dışında değildir. Eğer yaşamın bir sonuca ulaşmak için bir şeye gereksinimi olsaydı. Yaşam bunu nereden elde edecekti? Yaşamın dışında var olan hiçbir şey yoktur. Olan her şey, olmuş olan her şey ve olacak olan her şey yaşamdır.
Mutluluk belirli koşulların bir sonucu olarak ortaya çıkmaz. Belirli koşullar mutluluğun bir sonucu olarak ortaya çıkar.
Varlık oluşun, deneyimden önce geldiği ve onu yarattığı gerçeği değişmeyecektir.
Hiçbir şey ustaları mutsuz etmez.
Gereksinim yoktur. Gereksinim bir kurgudur. Gerçekte, mutlu olmak için hiçbir şeye gereksiniminiz yoktur. Mutluluk bir zihinsel durumdur.
Burada ki hata Tanrı denilen bir şeyin (var olan her şeyin bileşik gücü ve bileşik enerjisi) olduğunu varsaymak değil bu toplam gücün ve bütün enerjinin her hangi bir şeye gereksinim duyabileceğini Tanrı ’nın mutlu olmak, tatmin olmak, tam olmak için bir şeye gereksinimi olduğunu varsaymaktır.
YANILSAMA: GEREKSİNİM VARDIR.
Ne insanın ne de Tanrı nın bir şeye gereksinimi vardır.

2.BAŞARISIZLIK YANILSAMASI:
Tanrının gücünün her şeye yettiği, her yerde bulunduğu, onun üstün varlık, yaratan olduğu düşüncelerine aykırı düşer ama bu yinede sizin büyük bir istekle kucak açtığınız bir inançtır.
“Tanrı bir şeyi isteye bilir, ama ona sahip olamaz.”
Kısaca,Tanrının isteğine karşı gelinebilir.
Eğer yaratanla yarattıkları birse Tanrının yarattıkları Yaratan’ a nasıl engel olabilirler? Eğer sonucu ortaya çıkaranla sonucu deneyimleyen aynı şeyse, yaşamın sonucundan nasıl kuşku duyulabilir?
3.AYRILIK YANILSAMASI:
Ayrılık vardır. Yaratanla yaratılanların hepsi bir değildir.
Yaratandan ayrıysa ve Yaratan yaratılanların canları ne isterse onu yapmalarına izin vermişse, o zaman yaratılanların Yaratan’ın onların yapmasını istemediği bir şeyi yapmaları olanaklılaşmış olur, diye düşündüler. Bu koşullar altında Yaratanın isteğine karşı gelinebilir. Tanrı bir şey isteyebilir ama onu elde edemeye bilir.

Böylelikle üç yanılsama insan ruhunun derinliklerine işlemiştir.
1. Tanrının bir yapılacak işler listesi vardır. (Gereksinim vardır.)
2. Yaşamın sonucu kuşkuludur.(Başarısızlık vardır.)
3. Siz Tanrıdan ayrısınız. (Ayrılık vardır.)

Ama toplumumuzdaki çabalar bu davranışları değiştirmekten çok cezalandırmaya yöneliktir. Bu davranışları cezalandırmanın onları düzelteceği düşünülmektedir. Bazı insanlar toplumda istenmeyen davranışları yaratan ve davet eden koşullar düzeltilene kadar hiçbir şeyi düzeltemeyeceklerini hala anlamamaktadır.

4.YETERSİZLİK YANILSAMASI:
Eğer yalnız ca bir şey varsa ve o bir şey her şey olansa hiçbir yetersizlik olamaz. çünkü o bir şey her şeydir ve böylelikle…
Bu kendi kendine yeterlidir.

5.GEREKLİLİK YANILSAMASI:
Siz yapmanız gereken şeyleri yaptığınızda, olmak istediğiniz şeyleri olabildiğinize inanıyorsunuz.
Siz bana sahip çıkıyorsunuz ve bunu şiddetle, vahşice yapıyorsunuz. çünkü eğer bana sahip çıkarsanız, istediğiniz her şeye, benim adıma sahip çıkabilirsiniz.
Siz Tanrı adına Tanrıya en yakışmaz edimlerde bulundunuz ve bunların hepsini Beni, Benim sevgimi ve yaşamın tüm özünü almak için yerine getireceğiniz bir gereklilik olduğuna inandığınız için yaptınız.
Sizler yapmanız gereken bir şey olduğuna inandığınız sürece, onun ne olduğunu bulmak için uğraşacaksınız ve sonra ona ulaşmak için daha fazla çaba göstereceksiniz.
Başarı sizin Tanrınız olacak. Aslında oldu bile ama eğer doğru alan şeyi yapmak size mutluluk getirecek ve Tanrıya geri dönmenizi sağlayacaksa, bu şeyleri yapmak neden size bu kadar mutsuzluk verdi ve sizi kesinlikle Tanrıdan uzaklaştırıyormuş gibi göründü?

6.YARGILAMA YANILSAMASI:
Bir kimsenin gerekliliği yerine getirip getirmediğine nasıl karar verilecek? Ve gerekliliği yerine getirmeyenlere ne olacak?
Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar sizi yargılamayı bulmaya götürdü.
Şans tanrıların lütfunu kazananlara gülüyordu. Tatmin edilmesi gereken Tanrılardı ve sonra Tanrılar yargıda bulunacaklardı.
İnsanların işledikleri suçlar için ne kadar pişman olduklarının hiçbir önemi yoktur ve bunları düzeltmek için ne yaptıklarının hiçbir önemi yoktur.
Tanrının kitabından bir sayfayı alan insanlar (benim için iyi olan , mutlaka sizin içinde iyi olacaktır diyerek) onlar daha başlamadan önce birbirlerinin ruhlarına “büyük bir leke” yerleştirdiler.
Evet, siz böyle önyargılarda bulunmayı öğretenin Tanrı olduğunu söylersiniz, çünkü ilk mükemmel olmama lekesini sizin ruhunuza yerleştiren Tanrıdır; size kendinizi şu ya da bu biçimde kanıtlama şansını bile tanımadan önce ön yargıyla yaklaşan Tanrıdır.
Siz insanların mükemmel olmadıklarına inandığınızdan ve bu özelliği benden aldığınıza inandığınız için, kendinizi bunu başkalarına uygulamakta özgür hissettiniz. Bunu yaparken benim sizden beklediğimi söylediğiniz şeyin aynısını bekliyordunuz: mükemmellik
Sizler yargılama yanılsamasını gerçeklik olarak kabul ettiniz; sonra eğer tanrı sizi yargılıyorsa sizinde herkesi yargılamaya hakkınız olduğunu söylediniz ve onları yargılayıp duruyorsunuz.
7.KINAMA YANILSAMASI:
Ama eğer ölüm yetersizliğin bir sonucuysa, o zaman gerekliliği yerine getirmemenin sonucu ne olabilirdi?
Eğer ölüm varsa yaşam sonsuz olamazdı. Ölüm yoktur, ölümün olduğunu söylemek sizin olmadığınızı söylemek olurdu. çünkü, siz yaşamın kendisisiniz.
Ölümün olduğunu söylemek Tanrının olmadığını söylemek olurdu. çünkü, eğer Tanrı var olan her şeyse ( ki Tanrı tam olarak budur) ve eğer her şey bileşik bir bütün oluşturuyorsa ( ki bu da böyledir) o zaman eğer bir şey ölürse her şey ölür, ki bu da Tanrının ölmesi anlamına gelirdi. Eğer bir şey ölürse Tanrı ölür.
Bu tabii ki olamaz. Onun için şunu bilmelisiniz. Ölüm ve Tanrı bir arada olamaz. Bunların yan yana var olması olanaklı değildir.
Eğer ölüm varsa o zaman tanrı yoktur. Ya da Tanrının var olan her şey olmadığı sonucuna varılmak zorunda kalınır. Bu ilginç bir soruyu akla getirir.
Tanrı olmayan bir şey var mıdır?
Eğer Tanrının yaşamın kendisinin enerjisi olduğuna ve bu enerjinin asla ölmediğine, yalnızca biçim değiştirdiğine ve bu tanrısal enerjinin yalnızca her şeyin içinde olmakla kalmayıp aynı zamanda her şey olduğuna onun biçim almış olanı biçimlendiren enerji olduğuna inanıyorsanız o zaman ölümün olmadığını ve olmayacağını anlamak için atılan küçük bir adımdır.
Yaşadığınız yaşamı sahip olduklarınızın ve sahip olmadıklarınızın bir ölçüsüdür. Yaşamınız sizin en derin anlayışlarınızın bir yansımasıdır.
Size her şeyin ve herkesin mükemmel olduğunu söylüyorum. Bunu görebildiğiniz zaman, ustalığa giden yolda ilk adımınızı atmış olursunuz. Ama herkesin yapmaya çalıştığı şeyi ve dünyadaki her şeyin amacını tam olarak anlayana kadar bunu göremezsiniz.
Sevgi, ilgi, cinsel tatmin ve duygusal güvenlik aramak yerine, kendinizin bunların kaynağı olduğunu görürsünüz. Aslında şimdiye kadar istemiş olduğunuz her şeye başkalarının sahip sağlamaya başlarsınız ve tüm bunların en harika yanı, sizin verdikçe almanızdır. Birden bire başkalarına verdiğiniz şey her neyse onun daha fazlasını elde edersiniz.

8.KOŞULA BAÄžLILIK YANILSAMASI :
Koşula bağlılık vardır. Yaratanı kim yarattı?
Evrende koşula bağlılık yoktur. Olan şey olan şeydir ve hiçbir koşul altında onun olmaması söz konusu değildir.
Ne zaman isterseniz biçim değiştirebilmeniz harika bir şey olmanızdandır. Aslında siz bunu sürekli olarak yapıyorsunuz hep biçim değiştiriyorsunuz.
Size içinde yaşayacağınız bir cennet verildi. Fiziksel yaşamın mümkün olan tüm zevkleri size sunuldu. Siz gerçektende cennet bahçesindesiniz. Kültürel öykünüzün o bölümü doğrudur. Ama sizler benden ayrılmadınız ve hiçbir zaman ayrı olmanız gerekmiyor. Bu cenneti istediğiniz kadar deneyimleyebilirsiniz. Ya da onu bir anda yok edebilirsiniz.

9.ÜSTÜNLÜK YANILSAMASI:
İnsanlar eğer koşula bağlılık varsa, o zaman yaşamdan zevk almak ve kişinin istediği yaşamı ve ahretteki yaşamı yaratmak için bu koşulları bilmek gerektiği kanısına vardılar.
Bu çıkarım aynı “Koşulları bilenler bilmeyenlerden daha iyi durumdadır.” çıkarımı gibi kaçınılmazdı.
Üstünlük bir çok şeye yarıyordu. Bunların arasında ne önemlisi –Tanrının sevgisi de dahil – her şeyden yeteri kadar olmasını garanti altına alabilmek için yapılması gereken şey her neyse onu tartışmasız bir biçimde haklı çıkarmaktı. Koşulları biliyor olmak kişiye diğerlerini önemsememe onları kendi dinine döndürmeye çalışma hakkı ya da yalnızca koşulları bilmeyen ve onlara katılmayanları bertaraf etme hakkı veriyordu.
Bu nedenle yaşamdaki koşulları bilmeye çalışmak önemli bir düşünsel sorun durumuna geldi. Yaşamdaki koşulları bilmeye bilim dendi. Ahretteki koşulları bilmeye de vicdan dendi. Eğer kişi bu koşullardan birini bilir ve anlarsa onun vicdanlı birisi olduğu ya da bilinçli olduğu söyleniyordu.
Siz kendinizin üstün olduğunu düşündüğünüz şeyi kendi tercihleriniz, istekleriniz ve anlayışınız doğrultusunda (ki anlayışınız gerçekten de sınırlıydı) tanımladınız. Sizin bakış açınız, sizin amaçlarınız ve sizin yapılacak işler listeniz doğrultusunda bazı şeylerin daha iyi olduğunu iddia ettiniz.
Ama bazılarınız bunu benim yapılacak işler listem olduğunu iddia ettiniz. Seçilmiş kişileri, tek doğru inancı ya da kurtuluşa götüren tek yolu belirleyen Tanrıydı.
Siz Tanrının gereksinimleri olduğu için, Tanrının bir yapılacak işler listesi olduğunu düşündünüz.
İnsanlar kendilerinin doğadan üstün olduklarını düşünürler ve bu nedenle doğaya hükmetmeye çalışırlar. Bunu yapmakla, onları korumak için ve onların cenneti olmak için yaratılmış olan doğal çevreyi yok ederler.
İnsanlar birbirlerinden üstün olduklarını düşünürler ve bu nedenle birbirlerine hükmetmeye çalışırlar. Bunu yapmakla, onları kucaklamak için ve onlara sevgi vermek için yaratılmış olan aileyi yok ederler.
Her şey bir şeydir ve başka hiçbir şey yoktur. “Hepimiz biriz.” Yalnızca güzel bir slogan değildir. Bu nihai gerçekliğin doğasının eksiksiz bir tanımıdır. Bunu anladığınızda, yaşamı yeni bir biçimde deneyimlemeye – ve birbirinize yeni bir biçimde davranmaya – başlarsınız. Her şeyin ilişkisini farklı bir biçimde görürsünüz. Birbirine bağlı oluşun daha yüksek bir düzeyde farkına varırsınız. Farkındalığınız artar. İç görünüz çok keskin bir duruma gelir. Gerçek anlamda her şeyin altındakini görürsünüz.
Üstünlük inancı insan ırkının sahip olduğu en çekici inançtır. Bu bir an da kalbi taşa , sıcağı soğuğa, eveti hayıra çevirebilir.
“Bizimki daha iyi bir yol değil, bizimki yalnızca başka bir yol”
Ama eğer bu bir yanılsama değil de yaşamın bir gerçeğiyse o zaman neden kendimizin daha üstün olduğumuzu düşündüğümüz halde en bayağı şeyleri yapıyoruz? Neden özellikle kendimizin daha iyi olduğumuzu düşündüğümüzde daha kötü şeyler yapıyoruz?

10.CEHALET YANILSAMASI:
Tanrının bizim bilmemizi istemediği evrene ait bazı sırlar vardır, diyordu ve böyle şeyleri sorgulamak bile günahtı. Bu öğreti dinden çabucak siyasete ve hükümete sıçradı.
Sevginin temeli özgürlüktür. Sizi sevdiğini ve sizi kolladığını söyleyen her hangi biri size özgürlük verecektir. İnsan deneyiminin merkezinde yalnızca iki enerji vardır.
“Sevgi ve Korku”
Sevgi özgürlük verir korku onu sizden alır. Sevgi sizi açar, korku kapatır. Sevgi kişiyi kendisini tümüyle ifade etmeye davet eder, korku böyle ifade etmeyi cezalandırır. Sevgi sizi her zaman cehalet zincirlerini kırmaya çağırır. Sizi her hangi bir soruyu sormaya çağırır. Her hangi bir yanıtı aramaya çağırır. Her hangi bir sözü söylemeye çağırır. Her hangi bir düşünceyi paylaşmaya çağırır. Her hangi bir sistemi desteklemeye çağırır. Her hangi bir Tanrıya tapmaya çağırır.
“Kendi gerçeğini yaşamaya çağırır.”
Gerçekte kim olduğunuzla ilgili bilmeniz gereken her şeyi biliyorsunuz ki siz sevginin özüsünüz. Öğrenmeniz gereken hiçbir şey yok. Yalnızca anımsamanız gerekiyor.

İŞTE GERçEK BURADA…
1. Tanrının hiçbir şeye gereksinimi yoktur.
2. Tanrı başarısız olamaz, sizde başarısız olamazsınız.
3. Hiçbir şey başka bir şeyden ayrı değildir.
4. Yeteri kadar vardır.
5. Yapmanız gereken hiçbir şey yoktur.
6. Hiçbir zaman yargılanmayacaksınız.
7. Hiçbir zaman kınanmayacaksınız.
8. Sevgi hiçbir koşul tanımaz.
9. Bir şey kendine üstün gelemez.
10. Bunların hepsini zaten biliyorsunuz.

11.çOCUKLARINIZA GERçEKLERİ ÖÄžRETMEK:
çocuklarınıza sevginin hiçbir koşulu olmadığını, asla sizin sevginizin ya da Tanrının sevgisini yitireceklerinden endişe duymamalarını ve onların koşulsuzca paylaştıkları kendi sevgilerinin dünyaya verebilecekleri en büyük armağan olduğunu öğretin.
çocuklarınıza yapamayacakları hiçbir şey olmadığını, cehalet yanılsamasının yeryüzünden silinebileceğini ve herkesin tek gereksinimi olan şeyin onlara gerçekte kim olduklarını anımsatarak onları kendilerine geri vermek olduğunu öğretin.
Ama siz yanılsama değilsiniz ve yanılsama içinde deneyim yaşayan siz gerçekte var olduğunuz kişi değilsiniz.
Eğitim sözcüğünün anlamı “eklemek” değil, dışarıya “çıkarmak”tır. Tüm gerçek eğitim zaten öğrencinin içinde olanın dışarıya çıkarılmasıdır. Usta onun zaten orada olduğunu ve bu nedenle ortaya konulması gerekmediğini bilir. Usta yalnızca öğrencinin onun orada olduğunu fark etmesini sağlamaya çalışır.
Öğretmek hiçbir zaman başkalarının öğrenmesine yardımcı olmak değildir. Öğretmek onların anımsamasına yardım etmektir.
Tüm öğrenim anımsamadır. Tüm öğretme anımsatmadır. Tüm dersler yeniden anımsanan anılardır.
Yeni bir şey öğretmek olanaksızdır. çünkü öğretecek yeni bir şey yoktur. Her zaman olmuş olan, şu anda olan ve olacak olan her şey tam şu andadır.
Gerçekte zaman diye bir şey yoktur. Yalnızca hiçbir zaman bitmeyen şimdinin anında devam eden bir süreç vardır.
Benim kendimi yeryüzünde insan yaşamı olarak gösteren yanım şimdi bir değişim geçirmekte siz içinde bulunulan şu günlerde ve şu zaman diliminde, bu değişimde bilinçli bir yol oynamayı seçiyorsunuz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.