Gözlerim kapalı koşuyorum karanlığa…
Her adımımda yaklaştığımı hissediyorum…
Nefesim yetmiyor ciğerlerime…
Boğazımı parçalıyor öksürüklerim…
Usanmadan… yorulmadan koşuyorum bilinmeze…
Çağırıyor beni bilmediğim bir ses…
Al yüreğini gel diyor haykırarak…
Baktığımda görmüyorum sesleneni…
Karanlıklara emanet ettim bedenimi…
Götürün ayaklarım beni…
Haykıran çığlığın sahibine ulaştırın…
Görmeden uzanıyorum ellerine…
Çağrısına kulak veriyorum işte…
Bir tek sözüne cenneti reddediyorum…
Elmaslarla süslü parmaklıkları terk ediyorum…
Dikenleri batan gülleri söküyorum yüreğimden…
Kankırmızıya boyarken geceyi…
Nefesim yetişemese de bana koşuyorum…
Uzansam dokunurmuyum bilmiyorum…
Aldım yüreğimi gidiyorum…
Kaldırdığım raftan aldım emanetlerimi koşuyorum…
Tanımadığım bir ses bu…
Tanımadığım bir koku…
Kulaklarımı sağır eden sese gidiyorum…
Aşk mı bunun adı…
Bilinmezin aşkımı karşılığı…
Hiç bilmediğin bir diyarda yaşamak mı bu…
Bilmediğin yolda yürümek mi…
Yoksa yüzme bilmeden dalmak mı denize…
Hiçbir dalın olmadan tutunacak…
Uçurumdan atlamak mı karşılığı…
Durmadan ilerliyorum işte…
Devam et haykırmaya yetişeceğim…
Gözlerim kapalı unutma…
Yanından gelip gecersem tut beni…
Cenneti bıraktım geride…
Cehennemde ki ateş ol yak beni…
Susuz bir çöle adım atıyorum yağışlı iklimlerden…
Güllerden çıkıp geliyorum dikenlerin arasına…
Okyanus serinliğini bırakırken ardımda…
Yok olmaya geliyorum sana…
Uzat elini… geçip gideceğim yanından…
Tut sakın bırakma…
Bir adım önüm dipsiz ucurum…
Bir adım gerim ölüm benim…
