… ATeŞ…

İlkçağdan öte kabuklar arasında Ateş bulundu…. Ateş nasırlı avuçlardan İnsanlığın törpüsüz parmaklarına düştü… Yakılan her odun parçacıklarında içinde Biraz düş…Biraz et… Biraz aş.. Biraz da aşk vardı… İnsanlığı öğrenirken Yangınlardan yargıları yakmaya başladık… Kekelemeye başlan tortu insanlığımız Dokunmalardaki içdürtülerini Toprak ananın rahmine Tohum diyetine attık yamasız… Ve zamansız.. O ateşlerle ağaçları ısıttık… Yaprakların damarlarına pus […]

Devamını Oku

Üç harften oluşan, kısacık bir sözcük dilimizde

Üç harften oluşan, kısacık bir sözcük dilimizde… Bu denli kısa olup da, söylendiğinde, okunduğunda ya da duyulduğunda insanın dikkatini çeken, içinde bir şeyleri kıpırdatan… Bu denli kısa olup da, uğrunda ölünen, öldürülen, kişiyi yemeden içmeden kesen ya da deli olunan bir durumu anlatan kaç sözcük vardır ki… Eğer aşk, salt bir sözcük olsaydı; yaşanan bir […]

Devamını Oku

nefesimi

Ayrılıklar uyandırmalı kör yüreğimi. Cehennem yangınlarından Ölmeden çıktıysa bedenim; artık Benim olmalıyım, benim. Yeter yüreğimi bir çift gözün Ateşine rehin verdiğim. Ateş artıyı Değildir karşılığımız. Pusatını dağ Sisinden alan, firarını mermisine Emanet eden bir namludur bu Eşkıya sevda ki; zulasında asılı Durur kefenlediği ölümü. Ellerinin çeliğine su verilmiştir ta Adem`den beri. Bilir ve intihar Cüretiyle […]

Devamını Oku

… Zorladım Aklımı…

Aklımı zorladım… Midem allak bulak sevdalara tutunarak… Kızgın bir gemide rotamı şaşırıp kaldım ulu orta Yırtık iliklerimle Ziyan oldum * Kayboldum siyahımsı hedeflerde … Yine asıldı beynim çokgenlerin izdüşümlerine … Nere baksam kan … Nere baksam irin kokusu … * Figan etme ey nazlı yüreğim Biletin çoktan kesilmişti halbuki … Kaç kere ölmek istedim Kaç […]

Devamını Oku

Ne var ki her aşk, karşılıklı yaşanan gerçek bir ilişkiye dayanmadığı gibi,

Ne var ki her aşk, karşılıklı yaşanan gerçek bir ilişkiye dayanmadığı gibi, her ilişki de aşk değildir. Adına aşk denilen ilişki, diğer tüm insan ilişkilerinden farklıdır. Hem öznesi ve özne/nesnesi hem de yaşanışı açısından… Aşk ilişkidir’ önermesi, “nedir” sorusuna genel bir yanıt olsa da, kendi başına açıklayıcı değil elbette. Bundan dolayı sorular sormak gerek yükleme. […]

Devamını Oku

adı sen konmuş yalanım.

Bir dağ başı yalnızlığı yaşıyor yüreğim Adını koyamıyor sesinle irkilen hücrelerim Savuruyor özlemin beni Beyaz bir gül büyüyor içimde Sevdan kokluyor Özlemin tutuyor onu avuçlarında Bir uçurtmaya takılıyor ya Ürkek kuş misali kanadım Kızıllara boyuyor hasretin sılamı Gök ağlıyor şimdi kucağımda Yalın ayak koşuyorum bir umut Yakaırıslarım  carpıyor sineme Sensizlik oturmuşken ciğerime Üsüyor sehir, seni […]

Devamını Oku

Yansı(T) malar-II

Küçük okudum Büyük yaşadım ekmek teknemde Yemen türküsü sızıyor Eskiden kalma tel pervazlardan … Anamın onbirinci çocuğuyum Zor doğmuşum… Ü ç gün o n dokuz saat Sancılı günün çocuğuyum ben… Gülçiçek zehir tohumuyum Onbir umut Onbir hedefim ben…. Sonradan boyalı sarı saçlarım Gündelikçidir umutlara… … Delme yelekle ısındı omuzlarım Şal kuşak görmedim Hep oyunlarım topraktandı […]

Devamını Oku

Sanki Bir Yanım Hep Ağlamaklı

Dünlerimin yarım kalmışlığıyla yazıyorum bu satırları… Garip bir hüzün var içimde… Sanki bir yanım hep ağlamaklı… Kaç kez söndürdüm yalnızlığımı sigaramın külünde, ben bile unuttum.. Kaç kez bitirdim o adı sigaramın dumanında… Ama yine de, sevdamı kırık kalemimde harcayamadım… Bir fotoğrafa bakıyorum şimdi… Resmi de hayalim gibi, ben gibi, dünlerim gibi… Yarım kaldı bir mart […]

Devamını Oku

Bugün bırakmalıyım seni

içim yanıyor seni terkedemiyorum Bırak beni, Seni bırakmalıyım bügün. Gözlerine bakmalı, sarılmalı, Sonkez dudaklarına dokunmalı, İz bırakmadan, yara almadan, Çok geç olmadan gitmeliyim… Kal dememelisin susmalısın, Ağlamamalı, vurdumduymaz olmalısın, Zor deme bunu yapmalısın. Ben giderken sen güçlü durmalısın… Zavallı ben bu kez yenilmemeliyim, Sağanak sağanak senin için coşan duygularıma. Zavallı ben bu kez aldırmamalıyım, Hıçkıra […]

Devamını Oku

… Yansı(T) malar …

Bir kadının sessiz çığlığı Sendeledi gecede…. Usulca yaklaşan adam Bitli düşlerini ayıklıyordu bir bir… Tıkandı nefesler İrkildi ayaz hüznün derinliklerinden … Tutuldu bacakları adımsız umutların … Semaverden inen çay kokusu Kekik kıvamında…. Her yudumda gramofon çalınıyor… Adam kırık düşlerde Kadın idam sehpasında… İndiriliyor geçmişin her sahnesi perde perde… Kan…irin…karmaşa kokuyor Öksürük tuttu Lambadaki is yansımaları… […]

Devamını Oku