(Akne) Sivilce Nasıl Oluşuyor?

Sağlık

Dıştan bakıldığında derinin üstünde yükselen küçük bir volkanı anımsatır. Sivilcenin dışarıya doğru çıkan kırmızımsı sertliğinin içinde, aslında hücrelerle bakteriler arasında çetin bir savaş vardır.

Şimdi bu çetin savaşın öncesine bir bakalım. Hangi şartlar altında neler gelişiyor? Sivilcenin hikayesi acaba nasıl başlıyor?

Her şey derinin altında beyaz bir pütürcük ya da siyah bir noktayla başlar. Bu siyah nokta giderek gözenekleri tıkayan bir “komedona” dönüşür. Gerek beyaz pütürcük gerekse komedon; kılları koruyan yağ bezi salgısı “sebum”, saydam tabaka hücreleri, keratin (ölü hücre birikimi) ve temizlenmemiş gözenekteki kirlerden oluşur.

Derinin yüzeyinde; çapları bir kılınkinden fazla olmayan ve kıl kökünü barındıran, yağ bezinin bir kanal vasıtası ile içine açıldığı, uzun ince tüplerden oluşan foliküller bulunur. Anlayacağınız, foliküldeki bu birikim, gerilime sebep olarak onu patlamaya hazır bir bomba haline getirir.

Ergenlik ile birlikte cinsellik hormonlarının artışı, kılların çoğalmasına ve yağ bezlerinin olgunlaşmasına sebep olur. işte bu dönemde yağ bezlerinin oluşturduğu “sebum”, deriyi daha kolin ve yağlı hale getirir. Bu da, deri üzerindeki gözenekleri daha da genişleterek; toz, kir, duman gibi maddelere davetiye çıkarır. Androjen grubu hormonların uyarımı sonucu yağ salgısı da artar ve yağ bezinin boyun kısmı tıkanır.

Yağ bezi kılcal boruları, sebum ve ölü hücre kalıntılarıyla dolarak genişler. Yağ rahat akamaz ve cildin üst tabakaları yukarıya doğru yumrulaşır. Mikrobik enzimler, kılcal boruların duvarlarına zarar verir. Bu duvarın yırtılmasında ise, birikim çevredeki boğ dokusuna ulaşarak, bu dokuya da zarar verir.

Komedon denilen tıkaç, derinin üzerinde her zaman var olan “Propionibacterium acnes” adı verilen bakterilerin dışarı atılmasını engeller. Çoğu zaman zararsız olan bu bakteriler, sayıları arttığı zaman organizma tarafından tehlike olarak algılanıp bağışıklık sistemini harekete geçirince, organizmanın savunma güçleri bakterilere karşı savaşa girişir.

Alarma geçen akyuvarlar bu bölgeye doğru akmaya başlar. Sivilcenin oluştuğu bölgedeki bakteri ve akyuvar savaşında, her türlü yöntem devreye girer ve tüm savaşlarda olduğu gibi, burada da masumlar harcanır.

Bu büyük kavgadan arta kalanlar, sivilce boyunca derinin yüzeyine doğru biriken sarı sıvı bir maddeyle vücuttan atılır. Bu sarı sıvı maddeye ise “irin” adı verilir. Aslında irin, organizmanın bakteriler ve mikroplar üzerindeki kesin zaferinin, somut bir göstergesidir.

Savaş sona erdiğinde, bu sefer bölgeye bazı özel akyuvarlar gelir ve ortalığı temizlemeye başlar. Çatışmanın bitmesinden 2 ila 3 gün sonra bölgedeki kırmızılık da gider. Her şey, bir sonraki sivilce oluşumuna kadar normal hale döner.

Şayet, bu savaşı alevlendirip daha derinlere inerek tehlikeli boyutlara taşımak istiyorsanız, aynanın karşısına geçip sivilceyi bir güzel patlatabilirsiniz! Ama asla unutmamalısınız ki ondan daha şiddetlisi hem de en yakınında yeniden baş verecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.