Giden Sensin Halbuki, Biten Ben Oluyorum…

Şiir Defteri

Gece..

Fonda sensizliğe inat senli bir şarkı, duvarlarımda hayalinin gölgeleri. Cama vuran yağmur damlaları eşlik ediyor bu kez, ay ve yıldızlar çoktan aldı yerini. Kağıdım kalemime hasret nicedir. Ne beni yazabildim sana son günlerde, ne de bende ki seni.

İstanbul soğuğa teslim birkaç gündür. Rüzgar şiddetleniyor ara ara, bulutlar yaramaz çocuklar gibi bir orada bir burada. Yakamdan sızıyor içime yokluğunun o soğuk hali, içim ürperiyor. Bir atkı, bir bere çaredir diyorum ne var ne yok kuşanıyorum.

Sensizlik yüreğe ağır gelir sanırdım ilk günlerde, ne kadar safmışım.
Sanki sadece yüreğe gizlemişim seni, bir orası acır sanıyorum olmadığın anlarımda.
Ey yâr..!

Adının anlamını bilemezsin kadar. İçinde gizlediğin ne varsa aldım ezbere. Ne zaman düşse gölgeler duvarlarıma başlarım gözlerim kapalı tekrarlamaya. Önce adının geçtiği şarkılar dolanır dilime, sonra adının baş harflerinden kafiyesiz şiirler karalarım elime geçen kağıda deftere.

Zaman, bana baktığın anların toplamını ifade eder sadece.

Ne gün hesaplanır sen varken ne de gece. Varsın isteyenin olsun haftalar, aylar, yıllar. Çağlar açılıp kapansın birer ikişer, ne çıkar. Varlığın en büyük keşif kanımca, varsa bir asr-ı saadet o da senin yanında.

Sensizlik tuhaf şey aslında.
Yokluğunda kurulan hayalleri, kırılan kalemleri, uzayan geceleri bir kenara bıraksak..
Canımın çekilmelerini unutsam mesela, yastıktaki çukuru, yatağın soğukluğunu.

Eksilirsin zannederdim. Baktığım her yerde gördüğüm şey yokluk olursa gidersin, zamanla bitersin sanırdım. Birinin yokluğu varlığının gücü kadar yakarmış insanın canını.

Ne kadar varsan o kadar yakarsın yani.
Meğer ne kadar çok bırakmışsın bende kendini..!
Hayatın herkes için tüm sıradanlığı ile devam etmesini hayretle izliyorum.

İstanbul, sanki seni dün gece aldattığım şehir değilmiş gibi karşılıyor sabahında güneşini. Vapurlar, martılar, dalgalar. Hep aynı, herşey aynı.

Bir ben yetmiyorum kendime, bir ben eksiliyorum .
Giden sensin halbuki, biten ben oluyorum.
Ey yâr..!

Aşkının en yasak halini topladım satır aralarında. An geldi, varlığın yokluğuna yenildi.
Şimdi ipe sapa gelmez hallerdeyim. Dilimde sitem, gözümde nem var.
Tenim tenine yangınlarda. Okyanusları boşaltsalar üzerime nafile.

Bilirim, en kurak yerlerimde bıraktın izmaritini. Nefes gibi içime çektim senden geleni. Yaktın, erittin beni.
Bu gece varlığına oynadım son eli. Ne var ne yoksa koydum masaya hepsini. İster yine erit, yine yak beni. Ama bil, aklından çıkarma. Okyanus istemem, senden gelsin tek bir damla, yeter..

..
Gittin, gidebileceğini zannettin
Gittin, gidersen biter zannnettin
Gittin, yokluğun varlığını yener zannettin
Gittin, bitmeyeceğini akıl edemedin..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.