Hüznümün Türküsü !

Şiir Defteri

Hüzünlüyüm;
Hekimler bulamaz çarem.
Biçareyim;
Hüzünler yarama merhem .
Seyirlik bir aşk yaşıyorum!
Kıvrılıp bir köşede,
Deli bir baş taşıyorum.

Leyla’yı seyrediyorum düşümde.
Yıldız yıldız pervaneyim peşinde.
Gece “Leyla” demekmiş.
Leyla gecenin içinde bir dilekmiş.

Ben, Mecnun’un tutuşturduğu aşk ateşiyim.
Hare hare yanan bir kor.
Geceye sermayeyim.
Gidenin ardından beklemek neymiş, yücelere sor!
İbrahim’ i yakmayan ateş,
Beni neden yakıyor?

Umutluyum…
En çok, karıncanın tavrından mutluyum.
Karınca gözyaşı demekmiş.
Ateşe varınca , vurunca…dağılayım efkar efkar.
Leyla beni beklermiş , ateşler içinde!
Karanlık umutları tümden örtünce .
Gözyaşı ateşe atılan bir çiçekmiş.

Zümrüt yeşili gözlerinle bak bana.
Yaksın çakmak çakmak gecemin karanlığını.
Karanlık “aşk “demekmiş;
Bilir bekleyen pencere önünde …kim Leyla’sını.

Aşk, yıldız ağacında uzanılamayan bir dilekmiş.
Dört nala atlarımın kaçırdığı düş ülkesine.

Fethin atları seferden döndü evine.
Sen dönmedin hala …
Diyorlar ki , gitmek hüner değil;
-Sevgiliyi beklemek meğer ne güzelmiş !-
…yığın yığın yangınlara eş.
Bekleyeceğim seni mevsimler boyu,
Yağmuru bekler gibi…
Çöle yağacağı zaman.

Ya Rabb!
Çare nedir ? Bul, …ayrılıklara.
Birikti içimde zapdedilmez bir deniz .
Kör kuyularda sular aratma bana.
Yusuf gücüm yok benim;Züleyha anlamaz !
Nedir sende ki bu tılsım ? bakışları şehla!
Ülkemin pınarları kurudu damar damar.
Benim pınarlarım neden kurumaz yar ?

Yaralıyım…
İçimdeki vurgun ve sancı,
En büyük harbim :
Kirpiklerin “elif” sanki…atarsın ey avcı.
Soluk soluğa , atlar gibi, hedef : kalbim;
-Annemin kalbi gibi yorgun-
Gecelerde şimdi hazan var;
Tuttuğum dilek kaç kez bozuldu.
Boynumu vurdu o simsiyah kaşlar.
Leyla, ayrılık çıbanından ,bir gün seni de vururlar.

Ah!sevdiğim,ah!
Söyle…!
Söyle Leyla, yazdığım bu şiir kaçıncı?
Sözlerimde hüznüm , türkülerimde ağıtlarım simsiyah.
Yemen‘e giden asker döndü sevdiğine.
Sen dönmedin hala.
Bu gün kaçıncı ah?
Şehidini bekleyen bayrak mısın , ey kalbim?
Efkar değince hemen dalgalanırım .

“Sen kokulu” bir mektup yolla bana…
Sayha sayha rüzgarlarla.
Okur umutlanırım.
Sonra esir alsın, bırak beni, efkarlar.
Türküler boğazımda düğümlenince.

Korkarım!
En çok, Sinan ‘ın minarelerinden aşağı bakarken korkarım.
Bir de “seni sevmiyorum “dediğinde , içime bakarken.
Bilsen, yüreğimden kaç kez atladım, gelmediğinde.
Korkarım,kalplerimiz içi karanlık dolu lahitler.
Son kez baktım! …
Kan ter içindeydi gök kubbeler .

Soluk soluğa küheylanlar geldi…üzerlerinde yiğitler ;
Sen gelmedin…
Kaç kez sordum; …suskun kaldı şehirler.
Bögrümde ellerim.
Kaç kez kala kaldım kan ter içinde .

Yorgunum ,
Vurgunum…desem.
Ne çıkar bilsen beni nasıl yaktığını!
“Artık bekleme” demiştin giderken.
Umutlarım bitti…
Tan vakti minareler yüreğime batarken.
-Gül açan yüzlerinde göğerir rengin , senin de bir gün . –

Kızıl bir gül misali bıraksan beni topraga;
Avuçlarına sığamıyorsam.
Düşerim secdeye düşer gibi…
Şehrinin garında.
Kuytu bir köşede solsam ne çıkar!

Aldırma,
Unut dediklerimi.
Sen gül ki, gül gülsün.
Kırık bir şarkının güftesi olur, belki, yazdıklarım;
Dinler de umutlanırım .
Sarı çiçeğim bil ki ,unutulmaz bu sevda !

“Kim görmüş,Mecnun’un Leyla’yı bıraktığını?”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.