Korona Sonrası Gidilebilecek Tatil Adresleri

Seyahat Rehberi

Korona Sonrası Gidilebilecek Tatil Adresleri
Geçtiğimiz bir aylık süreçte, koronavirüs ve pandemi söylemleri nedeniyle hepimizin içi karardı. Bir kafeye gidip kahve içmek, sahillerde amaçsızca dolaşmak, birkaç yüz metre bisikletimize binmek sanki en büyük lüksümüz olacakmış gibi hissetmeye başladık. Son birkaç gündür güneşin kendini göstermesi ile çiçekler doğada uyanmaya başladı.

Baharın gelişiyle tıpkı ağaçlar gibi bizim de içimizde adeta çiçekler açmaya başladı. Soğuk havaların günden güne etkisinin azalmasıyla kış mahmurluğunu üzerimizden atıp, içimizi bir keşfetme arzusu kaplayacağı kesin… Hele ki Korona günleri bir sona ersin, o zaman birçok insan kıymetini daha yakından anladığı hayatın değeri sayesinde, kendisini daha fazla şımartmak adına belki de kendini gezmelere vuracak. Biz de sizin için her şeyi unutacağınız oksijeni bol 10 adresi derledik. İşte detaylar…

Yedigöller

Baharın keyifle karşılandığı yerlerden biri Yedigöller. Bolu’nun yeşilin her tonunu barındıran doğasından bolca nasibini alan bu rota, dört mevsim güzel olsa da baharın gelişiyle bambaşka bir güzelliğe bürünüyor. Hele bir de İstanbul gibi metropole olan yakın konumu, onu şehir havasından uzaklaşmak isteyenler tarafından daha çok tercih edilir hale getiriyor. Milli park statüsündeki Yedigöller’e ister bahar olsun, isterse yaz mevsimi siz de seyahatinizde mutlaka yer verin.

İzmir Karagöl Tabiat Parkı

İzmir Yamanlar Dağı’nda yer alan Karagöl Tabiat Parkı, özellikle İzmir ve çevresinde yaşayanların favori kaçış rotası. Bir göl ve gölün çevresinde oluşan muhteşem bir doğadan meydana gelen tabiat parkı, en çok da yaz yaklaşırken eşsiz bir görünüme bürünüyor. Kampçıların sıklıkla tercih ettiği bölgede elektrik, park yeri, restoran, çadır kiralama gibi pek çok olanak da bulunuyor. Tabiat parkı, kampçıların yanı sıra günübirlik ziyaretçiler tarafından da tercih ediliyor.

Gökçeada

Gökçeada, ada yaşantısını tüm benliğinizde hissedebileceğiniz harika bir bahar rotası. Hayran olunası doğasına karşı sevdiklerinizle keyif dolu günler geçirebileceğiniz adada, gün doğumunu da gün batımını da izlemek huzur veriyor. Hele adanın o birbirinden bakir koyları ise onu çok daha büyüleyici bir hale getiriyor. Siz de huzur dolu bir seyahat düşlüyorsanız, salgın tamamen ortadan kalkınca nispeten birçok yere göre daha sakin ve çok kalabalık olmayan Gökçeada’da soluğu alabilirsiniz.
Türkiye’nin en zanaatkâr köyü! Salgın sonrası dönemde mutlaka uğrayın…

Belgrad Ormanı

Belgrad Ormanı tabi ki doğa hasreti çeken pek çok İstanbullu’nun en değerli seçeneği. Özellikle hafta sonlarını değerlendirebileceğiniz ormanda ister uzun doğa yürüyüşlerine çıkabilir, ister piknik yapabilir, isterseniz bisiklet sürebilirsiniz. Fakat şundan emin olun ki burada asla sıkılmazsınız. Şehirden çok uzaklaşmadan doğayla kucaklaşmak bu kadar kolayken neden evde oturasınız ki? Yemyeşil bir doğada, çiçek açan ağaçlar arasında rotanızı Sarıyer’e yani Belgrad Ormanı’na çevirin.

Pürenli Yaylası

Düzce’nin Gölyaka ilçesinde yer alan Pürenli Yaylası son dönemlerin popüler yerlerinden. Yaylanın popülerliği yalnızca İstanbul’a olan yakın konumundan gelmiyor elbette. Burası yemyeşil doğası ve sakinliğiyle ön plana çıkıyor. Daha çok kafa dinlemek isteyenler tarafından tercih edilen yaylada kamp deneyimi de bir başka oluyor. Aydınpınar Şelalesi, Güzeldere Şelalesi ve Balıklı Yaylası ise yayla ziyareti esnasında mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Ordu

Bünyesinde çok sayıda doğal güzelliği ve kültürel mirası barındıran Ordu, sahip olduklarıyla ziyaretçilerini şaşırtmayı başarıyor. Yaylalarından şelalelerine, kalelerinden meşhur mutfağına kadar her bir detayı ile hafızalardan uzun yıllar silinmeyecek bir seyahat imkanı sunan şehirde onlarca keyifli aktiviteye katılabilirsiniz. Bu yüzden Ordu gurme tatilcilerin de doğa tutkunlarının da, tarih meraklılarının da ortak favorisidir.

Likya Yolu

Ülkemizin en uzun mesafeli yürüyüş yolu olan ve Fethiye’den başlayıp Antalya’da sona eren Likya Yolu, ziyaretçilerine keyifli bir deneyim yaşatıyor. Yalnızca yerli değil, dünyanın dört bir yanından pek çok turisti ağırlayan Likya Yolu, manzarasıyla ve doğal güzellikleriyle büyülerken, tarihi değerleriyle de gönüllerde taht kurmayı başarıyor.

Adalar

İstanbul’un en sık ziyaret edilen bahar rotalarından olan Adalar, şehre yalnızca bir vapur ulaşımı mesafede. Tabi durum böyle olunca da şehirden biraz olsun bunalanlar ilk fırsatta Adalar vapurunun yolunu tutuyor. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada ile gönlünüzde çiçekler açtıran büyüklü küçüklü dört ada, özellikle de hafta sonlarının vazgeçilmezlerinden oluyor. Burada ziyaretçileri kahvaltıcılar, balık restoranları, bisiklet güzergahları, yürüyüş rotaları, plajlar ve daha nicesi bekliyor.

Yeşilyurt Köyü

Kazdağları’nın masalları aratmayan köyü Yeşilyurt’a en güzel yakışacak kelime hiç şüphesiz huzurdur. Zeytin ağaçlarıyla çevrili doğası, köy yaşantısı ve sıcacık ortamıyla burada ziyaretçileri uzun yıllar hafızalarından silinmeyecek bir seyahat bekliyor. Yılın her mevsimi güzelliğinden bir şey kaybetmese de Yeşilyurt Köyü, ev yapımı ürünler satan teyzeleri, açan çiçekleri ve kuş sesleri ile baharın sonları ve yaz aylarında bir başka görünür.

Yörük Köyü

Karabük-Safranbolu’da yer alan Yörük Köyü, tarihi evleriyle bağlı olduğu ilçe merkezinin adeta bir minyatürü görünümünde. Bu yönüyle bambaşka bir zaman diliminden fırlamış hissiyatını uyandıran köy, güzelliğini uzun yıllar taşısın diye 1997 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da koruma altına alınmış. Ortaya ise oldukça başaralı bir iş çıkmış. Çünkü bugün köyü ziyaret edenler o yıllara meydan okuyan evleri ve daracık sokaklarında rüya gibi bir yolculuğa çıkma şansı yakalıyor.

Sosyal Medyada Biz: FacebookİnstagramTwitterPinterest

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İşlem Sonucunu Girin * Zaman sınırı tükendi. Lütfen CAPTCHA'yı yeniden yükleyin.