“gel” desen gelirdim
Gittiğin uzakta bendim
Dağ gibi bir ihanetten düştüm
Bu kendime son gelişim
Ölümbaz öpüşler kusuyorum ceplerime
Kendimi suçüstü yakalıyorum
Ve kentsizliğimin isimsizliğini
Araz’a uyak düşüyorum
Gözlerime senden düşler sürüyorum
ıslak bileklerim kan bayramına yatıyor
Bana en büyük tehdit yine ben oluyorum
Sonra bir durağa yaslanıyorum
Sonra bir kente
Ve sen gidiyorsun
Ben kanıyorum
Diyorlar ki “kendini dinleme hiçbir şey söylemiyorsun”
Oysa “gel” desen gelirdim biliyorsun
Yorgun haliç’e biraz inat
Biraz ihanet bırakıyorum
Ellerinden bir tedirginliği bir tehdidi avuçluyorum
Aklıma düşüyorsun
Düşüyorum
Düşünce
Üşüyorum
Azgın hüzünlerle körlüğüme göçüyorum
Ayrılığın saati kaç geçiyor bilmiyorum
Yalanlarımla bir hiçlikteyim
Beni içinden kaç
Bu kentte her yağmur kendini ağlar
Aklıma düşsen yalnızlık oluyorum
Ağzımdaki uykudan öpmüyorsun nicedir
Nerde kimi üşüyorsun
Artık kendini yakan bir ateşim
Kendimize birbirimize düşler yapamıyoruz
Şimdi boş duraklara yaslanıyorum
Boş kentlere
Oysa “gel” desen gelecektim
Gün düşlerime dönüşlerimde
Bakışların içiyor beni gözlerimden
Gövdemi düşürüyorum güz yavrusu doruklara
UZAKLIĞINA UZANIYORUM
Sevdiğin sonbahar geçiyor üstümden
Ama artık hiçbir göğü içmiyorsun dudaklarımdan
Yıkılıyorum şarkılara
“kimseler biliyor”
Yalnızlık dostumdu
Şimdi korkum oluyor
Oysa “gel” desen gelecektim
Artık her şey kımıltısız bir geceye dönüşüyor
Güz artığı saçlarımda oynaşan sensizlik
Göz karana yenik düşüyor en korkak yanlarımdan
Kendimi yitirdikçe sana gidiyorum
Göbek çukurumda sobelere karanlık uyutuyorum
Düş satıcısı ispiyoncu bir ihtiyarın insafına kalıyorum
Uysal yalnızlıklar satın alıyorum
Gülüşümle ödeyerek
Ve içimde yalancı bir katil taşıyorum
Yeni utançlar biriktiriyorum eski günahlarıma
Cüzamlı ruhlar cehennemime gidiyorum ben
Kirli sözlerimi temize çekme
Oysa “gel” desen gelecektim
Gözlerim ihanete ihbar taşıyor
Kuşkulu bir cinayeti fısıldıyor kaşlarına
Sözü namluna sürmelisin şimdi
En yaralı yanımdan vurmalısın beni
Çünkü uçmak düşmeyi göze almaktır
Avlunda bıraktığım az kullanılmış ihbarları deniyorum
Ne vakit nikotinle ellerinden yola çıksam
Susuşuna kan döküyor gözlerim
Sen gözüne çiğ kaçtı sanıyorsun
Oysa bilmelisin araz’ım
Kimsenin içi görünmez
VE HİÇ BULAMADIKLARINI
ASLA YİTİREMEZSİN
Bak şimdi aramızda sessiz kalıyor
Söylenecek bütün sözler
Her sabah akşam oluyorsun
Alnından ellerine damlıyorsun
Yüzündeki yağmurla iniyorsun kente
İçine dert oluyorsun kentin
Dışına yağmur
Yüreğinde dağılıyor kristal şehirler
Duvarların kan öksürüyor
Ve sen
Başkalarının gözlerini
Yüzümde aramayı öğreniyorsun
Ben bir durağa yaslanıyorum
Beni bir kente gidiyorsun
Oysa “gel” desen gelecektim
Susmak en inatçısı olmaktır yalnızlığın
En susmak ta neydi öle
Sen en dinlerken
Biliyorum araz’ım
İnsan kendini bulmamalı, hep aramalı
Gittiğin yerden başlıyorum öyleyse
Gece cinnetlerimi de alıp yanıma
Denize bakmayı bilmeyenler
Bir gün mutlaka boğulur
İşte bundandır gözlerinden kaçışlarım
Siz hiç yar şaçının bir telinden kendinize gurbet yaptınız mı
Ben şimdi gurbetim
İçimde taşıyorum
Heba olsa da senlerce yılım
Oysa “gel” desen gelecektim
Ömrümden düşürdüğüm sol anahtarlarına takılıyorum hep
Ve hayat yüklü kamyonlar geçiyor üstümden
Şairler ölüdür derler
İnanmıyorum
En karanlık ceketimi giyiyorum
Işığa kördüm çünkü
Şimdi ise güneşe ilerliyorum
Dirilmek için
Kimliği paslanıyor eski bir anarşistim
Gecenin kör gözünden utanıyorum
Hadi bana en militan kelimelerle saldır
Batır içime cümlelerini
Beyhude bir dehşet bırak
Hak ediyorum
Gizlilikten ölmek üzere olan bir akrep sızıyor içime
Can kaybından ölüyorum
Cenazemde namaz kılacağım
Zan altındayım
Yalanıma inanıyorum
Yorgun söylentiler kanıyor solgun yaralarımdan
Kırılır mı bilmem hüznümde taşıdığım kin
KİNİM KENDİME
SUSUŞUM SANA
KÜSÜŞÜM TÜM DÜNYAYA
Üstü kalsın ihanetimin
“gel” desen gelecektim
Yine bir tren geçiyor içimden
Sen kesiliyorum gülüşümün karşılığı
Saçların bir rüzgarın öyküsünü taşıyor
Görmüyorum söylemiyorsun kırılıyorum
Hiçliğimin etleri yolunuyor şizofrenlik bir gecede
Sana bir öykü çıkarıyorum ağzımdan
Süsle beni ey aşık
Geçtiğin yerleri öpüyorum
Yarısı yanık bir aşkın küllerini taşıyorum
Dişlerindeki nikotin tadı terkimde
Sesini peydahlıyorum kendimden ve kentimden
Islak ceplerimi buluyorum el yordamıyla
Yasadışıyım
Tutukla beni gözlerimden
Kalemim bitti yitirdi şiir şuur
Öldü kanımdaki mürekkep balığı
Solumdaki şişe intihar etti intiharlar
Bir aşkı kaça katlayabilirdi ki ezik bir yürek
Yaşamak için geç bir zaman
Ölmek için ise erken
Çok davullu bir senfoni sürçüyorum
Dikiş tutmaz ayrılığımda
Kirpiğinden yapılma bir darağacına
Geceyi asıyorum
Yoksun
Bu yağmurlar ıslatmıyor beni
Bir durağa yaslanıyorum sensiz
Gidişinin en sessiz harfinden yırtılıyorum
“gel” desen gelecektim oysa
Kulaklarımdan bordo denizler dökülüyor
Şimdi herkes biraz sen biraz acı
Göğsümde bir vagon
Fırtınalar çıkıyor üstüme
Şakağımda
İntihar acemisi bir şairin
Delilik provaları
Arkandan uluyan kapılardan
Söküyorum kokunu
Yokluğunu kokluyorum
Yokluğunu yokluyorum
Çöz gözlerimi senden hadi
Ücranda yak bakışımı
Gözlerine bekçi sevdam
Dünden ve senden kalmayım
İçine her düşen
kendi keşfi sanıyor seni
OYSA SEN MELEKLERİ BİLE KISKANDIRACAK KADAR KENDİNSİN
Kıpırdamadan duramayız bir aşk boyu
Hadi en kanadığımız yerden susalım
“gel” desen gelirdim
“git” dedin gittim
Aşka…
Rüzgara…
Ayrılığa..
Zamana…
…… Eyvallah…. …..